Bu Blogda Ara

26 Ekim 2011 Çarşamba

"İspir" ismi nereden gelmektedir?

TÜRKLER'DE AVCI KUŞLAR VE "ISPIR"

Türklerin dünyaca tanınmış özelliklerinden birisi de avcılıklarıdır. Ortaçağ Avrupa’sında ve barbarlık çağında ışık ve uygarlık kaynağı olmuş bulunan Türkler, avcılık tarihine de parlak sayfalarla geçmiştir. Bu incelemede avcılık ve avcı kuşlardan bahsedilmeye çalışılmıştır.

Türkler avcılık özelliğinde kendisiyle bütünleşen hayvanları sevmiş ve onların adlarını kendi çocuklarına da vermiştir.Örnek vermek gerekirse; Aslan, Kaplan, Pars, Kurt, Kartal, Doğan, Şahin, Çakır,Seyfi, Toruntay, Atmaca vs. gibi...
Oğuz Han’ın altı oğlunun avcı kuşlardan seçilmiş birer Ongunu vardı. Gün Han’ın şahin, Ay Han’ın kartal, Yıldız Han’ın tavşancıl, Gök Han’ın sungur, Deniz Han’ın çakır, Dağ Han’ın ise uçkuz idi. Bu altı oğlun dörder oğlundan üreyen 24 Oğuz boyu kuşlardan birisini kendilerine Ongun seçmişlerdi. Her boy kendi kuşunu kutsal sayar, ona ok atmaz, onu avlamaz ve etini yemezlerdi.
Ebülgazi dokuz Oğuzların yalnız avcılıkla yaşayanlardan bahsederek, bunlardan bir baba kızını azarlamak istediği zaman ona; “ Seni avcı ve sürü sahibi bir kocaya vereceğim, orada sürüleri sağacaksın, koyun ve keçi gibi hayvanların etini yiyeceksin der.” Cami üt tevarih’de Oryankit adlı bir ili anlatırken,” bunların da ormanlarda yalnız avcılıkla yaşadıklarını söyler.” Gerek avcı Oğuzlarda gerekse Oryankit’de oturanlarda aile büyüklerinin tehditlerine bakarak intihar eden kızlar olduğu söylenmektedir.
Türk boy ve obalarından bazıları kutsal saydıkları av kuşlarını paraların üstlerine basmışlardır, taşlara kazarak anıtları süslemişlerdir. Konya Selçukluları Konya kalesinin burç ve bedenlerine, kitabelerinin üstlerine çift başlı kartal resmi kazdırmışlardı. Divriki’de Ulu caminin batı kapısının iki tarafı çifte kartal oymalarıyla süslüdür. Artuk oğullarından Nasreddin Mehmedin H.610 tarihli paralarının üstlerinde çifte başlı karakuş resimleri görüyoruz.
Tarih boyunca çeşitli adlarla kurulan Türk devletlerinin hükümdar saylarında avcı kuşlarını besleyen terbiye eden özel kuruluşlar vardı. Bunlar; Bazdari, Bazyeri, Şikari, Doğancılar ocağı şeklinde adlandırılırlardı.
Türklerde avcı kuşlarla avlanmak büyük hüner isteyen bir işti. Avcılar böyle avlanmayı Türk asaletinin özelliklerinden sayar, her Türk geleneğine uyarak avcı kuşa sahip olmak, onunla avlanmak isterdi. Bunun için hali vakti yerinde olmayanlar avcı kuşları kendileri yakalarlar, terbiye ederlerdi. Beylerin emrinde kuş terbiye eden, yetiştiren geniş kadrolu kuş uzmanları bulunurdu.
İncelemeler yaptığımız bölgelerde avcı kuşlar yakaladıkları avlar ve gördükleri işler bakımından şöyle bir sınıflandırmaya tabi tutuluyorlar: Şahin, Doğan, Seyfi, Atmaca, Torumtay.Bu beş çeşit avcı kuşun başında Şahin gelmektedir. Avcılar buna “kuşların padişahı” diyorlar. Yalnız şahinle herkes av yapamaz, bu padişah kuştan ancak çok usta avcılar faydalanabilirler. Avcılara göre dünyanın en zevkli şeyi şahinle avlanmaktır. Şahin avcılar arasında pek meşhur olduğu gibi, engin Türk kitleleri de bunu yiğitliğin, yırtıcılığın bir sembolü olarak alırlar, en büyük yırtıcı kuşlar bile şahinden korkarlar.
Şahinle çoğunlukla Toy, Ördek, Kaz, Karaca, Tavşan avlanır, Dağ keçisi ve Geyiğe de saldırdıkları da oluyor, Şahin ile “Karakuş” denilen çok büyük ve yırtıcı olan bir kuşta avlanıyordu.
Bütün yırtıcı kuşları paralayan karakuş yalnız şahinden korkar ve onun pençesinde can verir. Avcı kuşların cüsse itibariyle en büyüğü Doğandır. Sonra sıra ile Seyfi, Şahin, Atmaca gelir. Torumtay bunların en küçüğüdür. Bu kuşların eğitimi ayrı ayrıdır.
Cerit aşiretinden 110 yaşına kadar yaşamış, çok mahir bir avcı olan Halil Ağanın anlattığına göre, avcı kuşlar kudret ve kuvvetlerine göre şöyle sıralanırlar: Zagnis, Şahin, "İspir", Doğan, Seyfi, Atmaca, Balaban, Torumtay.
Zagnis veya Zaganos denilen çok makbul bir avcı kuştan da bahsedilmektedir. Fakat bu kuşun elde edilmesi son derece zordu. Bu gün mevcuduna rastlanmadığı söylenmektedir. Rusya’dan geldiği bildirilen bu kuşa eskide de pek ez rastlanıyordu.
Şahin bilindiği gibi çok makbul bir avcı kuşudur. Vaktiyle aşiret beylerinin güç sahibi oldukları sahip oldukları şahinlerin adetleri ile ve avcı oluşları ile ölçülürdü. Beyler aşiretlerinin önünde at üzerinde giderken kollarında altın zincirli bir şahin bulunurdu. Şahin servetin de bir çeşit ifadesiydi. Aşiret reisleri Doğan da taşırlardı ama Şahinin ifade ettiği mana onda yoktu. Şahin hayatını hiçe sayacak bir çeviklikte olduğu için başına gözlerini kapayan bir çeşit üskuf giydirilirdi. Şahin havada gördüğü kelebeğe, böceğe, hatta sineğe bile atıldığı için bu başlık av zamanında çıkarılırdı.
Doğan en çok av yapan avcı kuştur. Keklik sürüsünü görünce hemen o tarafa doğru akar, yüksekçe bir yere konar, kekelikler onu görünce korkularından yerlerinde donup kalırlar, avcıda gider bunları birer birer torbasına toplardı. Doğan aynı zamanda çok dayanıklı bir kuştur.
"İspir" denilen ve bir çeşit Doğanın özel eğitimiyle elde edilen avcı kuştan da bahsedilmektedir. Bilindiği gibi her sene kuşlar tüylerini dökerler, tüyünü döktüğü zaman avcılar doğanı alılar, uçmaya yardım edecek olan kanat tüylerini ve teleklerini de yolarlar, sonra bu kuş bol çimenli bir yerde itina ile tüylerini düzünceye kadar beslenir, tüylerini tamamen düzen Doğan av mevsimine çıktığı zaman adını değiştirmiş olur, ona “İspir” derler.
"İspir" Şahin gibi Karakuşu, Kartalı yer indirir, bir pençesini avına bir pençesini ağaca veya dala takar, sonra gagası ile parçalamaya başlar ve öldürür.
Avcı kuşlardan Şahin ile Seyfinin gözleri siyah, diğerlerininki çakırdır. Yalnız Doğandan yetiştirilerek “İspir” adını alan kuşun çakır olan gözleri kırmızılaşır.

AVCILAR TÜRKÜSÜ
              

Kerkes çok yaşar çünkü başı azar
Şahin çok yaşamaz olur ziyankar
İspir delicedir şahana benzer
Emma şahanın vardır şöhret_ü şanı
                 
Baykuşa günde kısmet bir serçe getirir
Şahan,Doğan,İspir hem de Atmaca
Bunlar avlarını gökten yetirir
İlle_Şahan padişahtır var onun şöhret-ü- şanı
               
Doğan bir sürü kekliği yıkar getirir
Atmaca avını yüze yetirir
Şahan avını göklerden indirir,
Delicedir çekirgenin düşmanı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder